düpedüz, açıkça, şüphe götürmez.
It was a flat-out lie.
bütün gücü/gayreti/hızı ile (çalışan/giden vb.).
bitkin, çok yorgun, bitap.
tamamen, büsbütün alabildiğine.
doğruca, açıkça, dobra dobra.
Tell him flat-out what you think.
yeni bir daireye geçmeyi düşünmek
Fiil